Ülkemizde üniversite bürokrasiye eleman hazırlama merkezi mi?



Ülkemizde üniversite bilim üretmek için kurulmuş özerk bir kurum mu, Yoksa bürokrasiye eleman hazırlama merkezi mi?

Siyasi partilerin bir eğitim politikaları olur. Bir üniversitenin açılıp açılmaması bilimsel veriler ve toplumsal gerçeklikten öte politik bir tercih görüntüsü vermektedir. Ülkemizde üniversite sayılarının hızlı bir şekilde artması birçok eğitimci tarafından da vurgulandığı üzere nitelik sorununu yaratmıştır. Bir tarafta onlarca öğretim üyesinin bulunduğu, donanımlı bir bölüm, beri tarafta 3-5 öğretim üyesi ve sınırlı donanımla eğitim yapılmakta.

Özerk üniversite konusu tartışmalı bir konu. Mevcut görüntü bize böyle bir yapının olmadığını söylüyor. Batılı anlamda bir özerkliğin olmadığı açık. Zaten aksini söyleyen de yok.

Ayrıntılarına girmeden söylersek üniversitelerin üç temel amacı vardır; ülkenin ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanı yetiştirmek, ekonomide ve sosyal, hayatta yahut gündelik yaşamda karşımıza çıkan sorunlara çözüm bulmak, son olarak da gelecek projeksiyonu, yani ortaya çıkması muhtemel konularda önceden gerekli çalışmaları yapmak.

Örneklersek hem lisans hem de doktora anlamında elemana ihtiyacınız varsa üniversite bu elemanları yetiştirir. Yetişmiş eleman, toplumsal bir çatışma konusunda araştırma yapıp çözüm önerir. Gelecekte yaşanması muhtemel bir yapılaşma ya da trafik sorununu öngörür ve sorun yaşanmaması için gerekli çalışmaları yapar. Bunun yanında yaptığı çalışmalarla ürettiği ürünleri dünya pazarlarına sunar ve ülkenin ekonomisine katkıda bulunur.

Oysa gördüğümüz kadarıyla devlet desteği olmadan kendi finans kaynaklarıyla ayakta durabilecek üniversitelerimiz yok denecek kadar az. Peki, ne yaparlar; nasıl kalifiye eleman yetiştirirler? Birkaç bölüm ve fakülte dışında iş garantisi olan bölüm/fakülte sayısı bir elin parmakları kadar. Bilim üretiliyor mu, evet üretiliyor. Ancak istihdam edilen eleman sayısı ve harcanan bütçe düşünülürse başarılı olduğumuz söylenemez.

Konular