Bu kadar çok fakülteye ne gerek var?
Yüksek öğretim sistemimiz tam olarak nerede tıkanıyor? Namık Kemal Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Boynukara’ya sorduk.
Eğitim, dünyanın neresine giderseniz gidin devletlerin ve hükümetlerin üzerine titrediği bir alandır. Okullarda öğrencilerin karnesi olduğu gibi hükümetlerin de karnesi vardır ve bu karnede ilk önce eğitim meselesine bakılır.
Türkiye’de maalesef, ilk ve orta dereceli eğitme dair oturmuş bir sistem kuramadık. Öğrenciler kadar velilerin ve öğretmenlerinde sürekli bir intibak sorunu yaşadığı deneme yanılma süreci yaşanıyor sürekli.
Peki ya yüksek öğretim?
Yüz binlerce gencin karmaşık ve aslında başarıyı tam da ölçemeyen sınavlardan geçerek geldiği üniversiteler, bilim üretmekle kalifiye eleman yetiştirmek arasında gidip geliyor. Öğrencisinden rektörüne kadar her kesin şu ya da bu nedenle şikayetçisi olduğu Yüksek öğretim sistemimiz tam olarak nerede tıkanıyor?
Üniversitelere ve eğitim sistemimize dair sorularımızı Namık Kemal Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Boynukara Hoca’ya sorduk.
Üniversite, giriş sınavlarından dolayı gençlerin kâbusu. Üniversiteye yerleştikten hatta bitirdikten sonra bile çoğu zaman karşılarına çıkmayacak, mesleki yaşamları boyunca kullanmayacakları bilgilerden sorumlu tutuluyorlar. Gençlerimiz mesleğe ilişkin formasyonu okulda değil çalışma hayatının içinde kazanıyor. Üstelik daha öğrenciyken başlayan işsizlik korkusu da cabası. Tüm bunları beraber düşündüğümüzde üniversite ne ifade ediyor?
Yıllardır tartıştığımız/tartışılan bir konu/sorun. Yöneticiler, akademisyenler, uzmanlar... Yazılanları toplasak birkaç ciltlik bir literatür eder herhalde. Ancak hemen herkes bir konuda aynı görüşü paylaşıyor: bir şeyler yapılmalı.
Birçok alanda radikal değişiklikler yapılmalı. Yapılmazsa bizi daha ciddi sorunlar bekliyor. Kötü olan taraf, rahatsızlıkların kamuoyu önünde ve yüksek sesle değil, akademisyenlerin ve yöneticilerin kendi aralarında konuşulması. Üniversite bittikten sonra iş bulma konusunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim! Zaten kamuoyunun malumu. Ülkemizdeki diplomalı işsiz sayısı milyonları buldu.
Üniversiteye girişteki sınavın adı da “Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı” değil “Öğrenci Eleme ve Yerleştirme Sınavı” olmalı; çünkü bizdeki sistem seçerek değil, eleyerek öğrenci alma temelli. 300 puanla girilen bir bölümü yeterli sayıda öğrenci kazanamamışsa giriş puanı otomatik olarak düşüyor. Bunun adı da elemedir. Gerçekten bir seçme sınavı yapılacaksa istisnasız bütün bölümler için asgari giriş puanlarının belirlenmesi gerekir aksi halde 2/2’nin 0 olduğunu söyleyen öğrencilerle geleceğin bilim adamı ve araştırmacısını yetiştirmek zorunda kalırsınız.
Konular
- YÖK’ten tez aşamasındaki araştırma görevlilerine burs müjdesi
- YÖK-YUDAB Programı Başvuru Şartları Nelerdir?
- ASELSAN personeli ASELSAN'da çalışmakta olduğu projelerden tez yapabilecek
- Uzaktan tezsiz yüksek lisans eğitimlerine kayıt için ALES şartı var mı?
- TYS uygulama sınavı ne zaman?
- Dünyanın gittiği yönü görmemek, çağın dışında kalmaktır
- Üniversiteler sıralamalarda hile mi yapıyor?
- Doçentlik başvuruları ne zaman?
- İkinci Öğretim İle Birinci Öğretim Arasında Ne Fark Var?
- Çift Anadal Başvurusu İçin Gerekenler Nelerdir?
- Diplomaların 'kalitesi' Avrupa ile uyumlu olacak
- Yeni Doçentlik Yönetmeliğinde neler var?
- THY'de part time çalışacaklar ne iş yapacak?
- Türkiye'nin mücevher sertifikaları tüm dünyada geçerli mi?
- Yurt Dışı Doktora Araştırma Bursları başvuruları başladı
- CERN-FCC projesi nedir?
- Araştırma görevlisine ne kadar burs veriliyor?
- Üniversitelerin bölünmesini gerektiren sebepler neler?
- Meslek edinme ve uzmanlaşma talepleri değişiyor mu?
- Son 10 yılda Türkiye'de işlem değeri en fazla olan 5 sektör
- Bazı üniversiteler bölünüyor yeni üniversiteler kuruluyor
- Yükseköğretimde lisansüstü eğitim sistemi değişiyor mu?
- Türkoloji Sizi Çağırıyor
- Öğrenci affı nedir?
- Üniversitesine dönmek isteyenler için kayıt süresi ne kadar?
- Veteriner hekimliğinde uzmanlık dalları ve eğitim süreleri
- Gazetecilik mesleğinin gerektirdiği özellikler nelerdir?
- Yüksek lisans öğrenci sayısı azaldı
- Üniversitelerde Trafik psikolojisi bölümleri açılacak
- Gençlere 10 bin liralık eğitim desteği